Göçmen Röportaj "İzmir'in G. Noktası!"
1 sayfadaki 1 sayfası
260710
Göçmen Röportaj "İzmir'in G. Noktası!"
2008'den beri sesini duyamıyorduk. Bu 2 yıllık sessizlik sürecini nasıl değerlendirdin ?
Bu 2 yılda yaşadığım bazı olaylar karşısında, yaşamımla ilgili bazı önemli kararlar aldım. Tabi insan bu kararları bir antlaşma gibi kağıda döker vaziyette resmi bir şekilde almıyor. Sadece düşüncelerimde, ileride yaşayacaklarım ve yapacaklarım hakkında, dost çevrem hakkında vs.. gibi düşüncelerim gelişti. Bunlar bu son albümümde sözlerime de yansıdı ister istemez.
Geçtiğimiz haftalarda yayınladığın "G Noktası" albümünün hazırlanma sürecinden ve perde ardındaki isimlerden bahseder misin ?
Albümün söz yazım aşamasının hemen hemen 1 sene önce büyük bir kısmı bitmişti. Altyapı konusunda BrokBeatz'le sürekli fikir-müzik-iş alış verişi içinde olduğumuz için onunla tekrar proje üretmek benim için işin en zevkli kısımlarındandı. Onun yaptığı birçok değerli beatler arasından 2 tane seçtim bu albüm için. Bunun yanı sıra Rakiep'le de (Synth-X Pro.) bu zaman zarfı içinde her zaman görüşür, konuşurduk. Albüm fikrimden onada bahsettiğim zaman bir de onun beatlerinden dinlememi istedi. Henüz birkaç aydır beat üzerine kafa yorduğu halde gerçekten harika çalışmalar dinledim ve bu albümümün büyük bir payına altyapılarıyla dahil olmasını rica ettim. Aynı ortam içinde beraber savaş verdiğimiz için ve müzik zevkimizin, yelpazemizin birbirine yakın olması da bu ortaklığın atılmasına neden oldu. Bu albümde onun harika 6 beatine okumak benim için zevk oldu. Bunun devamı da gelecek elbette ; )
2 yıllık sessizliğin ardından 8 parça sence de az değil mi ?
Bence az değil ama çok da değil. Tadında kalması yanlısıyım artık yapılan işlerin. Zamanımızda artık müzik öyle çabuk tüketiliyor ki albüme koyacağın 15 parça varsa, 5-6 tanesi zaten arada kaybolup güme gidebiliyor. Dinlenmeyebiliyor ya da beklediğin reaksiyonu alamayabiliyor. O yüzden daha tadında, üzerinde daha çok düşünülmüş ve emek harcanmış parçaların olması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki albüm 8 parça olacak diye sadece 8 parçalık söz yazmadım. Yazdığım birçok sözün içinden albüm konseptine uyabilecek 8 tanesini seçtim.
Diğer albümlerine nazaran bu seferkinde ne İzmir Coast'tan ne de başka bir yakadan hiç bir düete rastlamıyoruz. Bunun sebebi nedir ?
Bunun özel bir sebebi yok aslında. Yani bir albüm yapayım ve içinde hiç düet olmasın demedim. Durum biraz öyle gelişti. Bu 2 senelik suskunluğum zamanında da piyasadan biraz çekildim ve tek başıma kalmak istedim. Kendi iç hesaplaşmalarımı yaptığım bir döneme rastladığı içindir belki de. Bu yalnızlığımın getirisi oldu bu düetsiz albüm diyebiliriz.
"Tek İhtiyacım Hiphop" ile müziğin hayatını değiştirmek için bir araç olduğundan bahsediyorsun. Hiphop'ın yaşantına etkisinden ve sende değiştirdiklerinden bahseder misin ?
Bu müzikle hayatımın yörüngesini değiştirebildiğimi sanıyorum. Yaşadığım mahalle ve semt bazı konularda tehlikeli yollara sapmamıza neden olabilirdi küçük yaşlarda. Çok varoş bir mahallede yaşadığımı söylemiyorum ancak yine de mahalledeki ortam çok da iç açıcı değildi. Çocukluk ortamımdan, ergenlik çağlarımda bu müzik sayesinde farklı ortamlara geçtim diyebilirim. Eski mahalle ortamımdan bazı arkadaşlarım gayrı meşru yollara takılı kaldılar. Kimisinin ceza alıp hapse girdiği oldu. Ben kendimi bu müziğe olan sevgim sayesinde o ortamdan sıyırabildim. Ayrıca bu sessizliğim döneminde de devamlı yazarak, kafamdaki düşünceleri devamlı kağıda aktararak kafayı yeme sürecini atlattım da diyebilirim : )
Geçmişe baktığımızda bugün belli bir kitle edinmiş hemen hemen her İzmirli MC'nin İzmir'i "İzmir’i Sever Herkes" çalışmasında gerçekleştirdiğin gibi en az bir şarkıda baştan sona betimlediğini görüyoruz. İzmir'de yaşamak ve bu şehrin aşkı bir başka oluyor sanırım ?
Şehrimin her alanda, her kulvarda bir farklılığı olduğu apaçık ortada zaten. Hele ki siyasi meselelerde : ) Diğer şehirlere göre bir farkımız kalıyor her zaman. Yanlış devlet yönetimlerine karşı en dik tavrı, en sert protestoyu veren hep İzmir olmuştur bildiğimiz üzere. Yaşam şekli, rahatlığı, insanlarının hala insanlığını kaybetmemiş olması, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığı, farklı düşüncelere en açık şehir olması gibi bir çok özelliği var."Her şehir yozlaşsa da, bu şehir beşeri" dediğim üzere kendini diğerlerinden ayıran bir şehir. Bunun yanı sıra herkesçe kabul edilen en güzel kızlara sahip olması : ) ve sabaha kadar sahilde bile eğlenebileceğin bir yer olması "Neşesi dinmez, yaşamayan bilemez. Yaşayan da zaten başka yer dilemez" ; )
Graffitiye olan ilgin ne derecede ?
Graffiti benim hiphop kültüründeki ikinci silahım. İlk MC'lik deneyimlerimin yanında yavaş yavaş graffitiye de ilgi duymaya başlamıştım çizim yeteneğim gereği. İzmir'deki ilk 3-5 graffiticiden bir tanesiyim. Graffitiye başladığım zamanlarda zaten Türkiye'de çok fazla writer da yoktu. Turbo'nun o zamanlar Blue Jean dergisindeki köşesinde yayınladığı graffitilerden de gaz alırdık her writer gibi : ) O zamanlar İzmir'de grubum "Strateji" ve bir de G-Team grubu vardı. Türkiye çapında da S2k ve 1-2 grup daha vardı, zaten o kadar. 96-97 senesinden beri uğraştığım bir sanat dalı ancak eskisi kadar aktif yapmıyorum artık yaş gereği. Zaten müzik yanım hep ağır basmıştır bende.
"Püsküren Boyalar" adlı parçanda graffiti temasını işlemişsin. Nasıl doğdu bu parça, hikayesini anlatır mısın ?
Dediğim gibi bende bir graffiti sanatçısıyım. Biz de tren ve duvarları boyamaya çıkardık geceleri gizli gizli. Türkiye'deki 2. tren graffitisini yaptık 98 senesinde. 2000 senesinde, geçen aylarda trafik kazasında kaybettiğimiz canım dostum ve grup arkadaşım Fame (Emrah Kösten)'le beraber Sick Doggz grubunu kurmuştuk. Onunla beraber de çok yaramazlık yapardık sokaklarda : ) İzmir'in en iyi graffiticilerindendi nur içinde yatsın. Graffiti bünyede adrenalin yaratan, bütün sinir ve stresinizi deşarj etmenizi sağlayan bir sanattır. En hiperaktif, en psikopat adamı bile terapi edebilirsiniz graffitiyle bence : ) "Püsküren Boyalar" parçasının da hikayesi budur. Benim de bir graffitici olmam ve graffitiyi çok sevmemdir nedeni. Zaten bir graffiticinin hislerini en iyi bir graffitici MC aktarabilir diye düşünüyorum.
Battle, İzmir, graffiti derken albümün sonunda aşk üzerine de bir şarkı kaydettiğini ve aşkı "panzehirsiz zehir" olarak betimlediğini görüyoruz. Neden böyle düşünüyorsun ?
Yaşadığım bir çok ilişkiden çıkardığım sonuç bu benim : ) Aşk, hayatımızın bir köşesinde her zaman. Rap'le bunu yansıtmakta çok doğal. Bu parçada da aşkın, aşık olmanın bazen ne kadar acı verebileceğini anlatmak istedim. 2 insanın arasındaki ilişkiden bahsetmek yerine aşkın kendisinden bahsettim. Çoğu zaman iyi olarak başlayan, güle oynaya devam eder gibi görünen ama zamanı geldiğinde verdiği o bütün mutluluğu aynı derecede acıya dönüştüren bir zehir olarak anlattım. Panzehirinin olmaması da çok doğal çünkü o acıyı hiç bir dost veya aile tesellisi, yaşadığın hiç bir güzel olay alamıyor o anda. Anca zamanla bazı şeylere alışabiliyorsun. Bunlar hepimizin yaşadığı veya yaşamış olduğu şeyler zaten.
Albümdeki hangi çalışmaya video klip çekmeyi düşünüyorsun ?
Albümde "İzmir'i Sever Herkes" parçasına klip çektik. Klip çekimlerinde, albüm fotoğraflarımı da çeken Seyfi "Seyf" Öğretir ve Evroj Egemen Bingöl yardımcı oldular. Yani çekimleri tamamlandı. Kısa bir süre içinde montajını DukOne'la tamamlayıp dinleyenlerime hiphoplife'tan ve diğer net ortamlarından sunacağız.
Son dönemde İzmir'den çıkan pek çok albümün prodüksiyon işlemleri Yeşil Oda imzası taşıyor. Yeşil Oda ile çalışmak isteyenler için ortaya çıkan iş sonrası Yeşil Oda hakkındaki düşüncelerini paylaşır mısın ?
Yeşil Oda başta Anıl olmak üzere bir çok yetenekli genç arkadaştan oluşan çok dinamik bi eküri. İzmir Hiphop piyasasının başına gelen en iyi olaylardan bir tanesidir Yeşil Oda. Karşıyaka'daki tüm ortamın kalbi oldu kısa zamanda. İzmir'in her köşesinden de rağbet yüksek. Bu işe yeni yeni adım atan arkadaşlara ve eski tayfadan bazı adamlara verdiği hizmet olsun hep kararlı, istikrarlı bir çalışma içindeler. Bu da üretim hızına olumlu bir şekilde yansıyor. Herkesin bütçesine uygun hizmet vermeye çalışılıyor her zaman. O yüzden ben onlarla diğer projelerimde de çalışmak istiyorum ve herkese de tavsiye ediyorum.
Yaz aylarına girdiğimiz şu sıralarda İzmir'deki hiphop piyasası ne durumda bilgi verir misin ?
Yaz aylarında İzmir'in her yerleşim semtinin büyük bir kısmı genelde sahil beldelerine göç eder büyük. O yüzden İzmir'de yazın çok fazla hiphop party olmaz. Olsa da boş geçer : ) Bu yaz dönemleri İzmir ortamı için hep üretim dönemleri olur genelde. Stüdyolara kapanıp albüm çalışmaları hızlandırılır daha çok. Tabii ki ortam hiçbir zaman ölmez burada. Burası İzmir ; )
"G Noktası" sonrası hayata geçirmeyi düşündüğün yeni projeler var mı ?
Rakiep'le beraber ortak bir albüm yapma fikrimiz var şu aralar. Herhalde kış aylarında çıkabilir anca. Sonra benim 2006 senesinde yaptığım bir proje olan "Psycho Race"in 2.si için etrafımdaki genç yetenekli MC'leri ve beatmakerları toplamak istiyorum yine. Onun dışında şu an Karşıyaka'dan Xanax ve Beko'nun beraber yaptıkları ortak bir albüme bir parça yaptık. Yine hasta, esprili, agresif tarzda bir parça oldu : ) Onların albümü çıkınca dinleyebileceğiz.
Eklemek istediğin bir şey var mı ?
Eklemek istediklerim; bu müziğin bu ülkedeki dinleyicileri, yapılan işlere ve yaşları ne olursa olsun bu müziğe gönül verenlere saygı duymaları ve ellerinden geldiğince desteklemeleri. Dinleyicilerden önce tabi bu işi yapanların da kendilerinden öncekilere saygı duymaları gerekir. Eğer hiphop kültürü diyorsak, bu kültürün ana temellerinden biri olan "Respect" olgusunu benimsemek gerekir öncelikle. Cartel'in bu işi Türkiye topraklarına tanıtmasından sonra ne kadar zaman geçse de hala ortamımızın büyük bölümü bilinçli değil bu kültür hakkında. Türkiye'de 2-3 ünlü ismi dinleyerek ne kültür öğrenilir ne de rap yapılır. Dinlenilen o isimlerin o noktaya gelene kadar neleri, kimleri dinlediğini ve hatta şu anda neler dinlediğini araştırırlarsa bu kültür hakkında daha bilinçli olacaklarına eminim. Hiphop kültürünün tarihini, nereden geldiğini, nasıl oluştuğunu, graffitinin, breakdance'ın, MC'liğin, DJ'liğin nereden geldiğini öğrenmeleri gerekir. Nasıl sözlerin yazıldığını iyi analiz etmeleri gerekir. Aksi taktirde hala İzmail MK gibi adamlarla aynı kefeye konmamız trajikomedisi sürer gider. Son olarak albümümü dinleyip de beğenen, beni her zaman takip eden dinleyicilerime teşekkürlerimi, tüm İzmir ve Türkiye hiphop camiasına ve bu iş için her an kafa patlatan herkese selam ve saygılarımı söylüyorum. Unutmayın ki tek ihtiyacımız Hiphop ; )
MySpace: www.myspace.com/gocmen35
Kaynak: Hiphoplife
Bu 2 yılda yaşadığım bazı olaylar karşısında, yaşamımla ilgili bazı önemli kararlar aldım. Tabi insan bu kararları bir antlaşma gibi kağıda döker vaziyette resmi bir şekilde almıyor. Sadece düşüncelerimde, ileride yaşayacaklarım ve yapacaklarım hakkında, dost çevrem hakkında vs.. gibi düşüncelerim gelişti. Bunlar bu son albümümde sözlerime de yansıdı ister istemez.
Geçtiğimiz haftalarda yayınladığın "G Noktası" albümünün hazırlanma sürecinden ve perde ardındaki isimlerden bahseder misin ?
Albümün söz yazım aşamasının hemen hemen 1 sene önce büyük bir kısmı bitmişti. Altyapı konusunda BrokBeatz'le sürekli fikir-müzik-iş alış verişi içinde olduğumuz için onunla tekrar proje üretmek benim için işin en zevkli kısımlarındandı. Onun yaptığı birçok değerli beatler arasından 2 tane seçtim bu albüm için. Bunun yanı sıra Rakiep'le de (Synth-X Pro.) bu zaman zarfı içinde her zaman görüşür, konuşurduk. Albüm fikrimden onada bahsettiğim zaman bir de onun beatlerinden dinlememi istedi. Henüz birkaç aydır beat üzerine kafa yorduğu halde gerçekten harika çalışmalar dinledim ve bu albümümün büyük bir payına altyapılarıyla dahil olmasını rica ettim. Aynı ortam içinde beraber savaş verdiğimiz için ve müzik zevkimizin, yelpazemizin birbirine yakın olması da bu ortaklığın atılmasına neden oldu. Bu albümde onun harika 6 beatine okumak benim için zevk oldu. Bunun devamı da gelecek elbette ; )
2 yıllık sessizliğin ardından 8 parça sence de az değil mi ?
Bence az değil ama çok da değil. Tadında kalması yanlısıyım artık yapılan işlerin. Zamanımızda artık müzik öyle çabuk tüketiliyor ki albüme koyacağın 15 parça varsa, 5-6 tanesi zaten arada kaybolup güme gidebiliyor. Dinlenmeyebiliyor ya da beklediğin reaksiyonu alamayabiliyor. O yüzden daha tadında, üzerinde daha çok düşünülmüş ve emek harcanmış parçaların olması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki albüm 8 parça olacak diye sadece 8 parçalık söz yazmadım. Yazdığım birçok sözün içinden albüm konseptine uyabilecek 8 tanesini seçtim.
Diğer albümlerine nazaran bu seferkinde ne İzmir Coast'tan ne de başka bir yakadan hiç bir düete rastlamıyoruz. Bunun sebebi nedir ?
Bunun özel bir sebebi yok aslında. Yani bir albüm yapayım ve içinde hiç düet olmasın demedim. Durum biraz öyle gelişti. Bu 2 senelik suskunluğum zamanında da piyasadan biraz çekildim ve tek başıma kalmak istedim. Kendi iç hesaplaşmalarımı yaptığım bir döneme rastladığı içindir belki de. Bu yalnızlığımın getirisi oldu bu düetsiz albüm diyebiliriz.
"Tek İhtiyacım Hiphop" ile müziğin hayatını değiştirmek için bir araç olduğundan bahsediyorsun. Hiphop'ın yaşantına etkisinden ve sende değiştirdiklerinden bahseder misin ?
Bu müzikle hayatımın yörüngesini değiştirebildiğimi sanıyorum. Yaşadığım mahalle ve semt bazı konularda tehlikeli yollara sapmamıza neden olabilirdi küçük yaşlarda. Çok varoş bir mahallede yaşadığımı söylemiyorum ancak yine de mahalledeki ortam çok da iç açıcı değildi. Çocukluk ortamımdan, ergenlik çağlarımda bu müzik sayesinde farklı ortamlara geçtim diyebilirim. Eski mahalle ortamımdan bazı arkadaşlarım gayrı meşru yollara takılı kaldılar. Kimisinin ceza alıp hapse girdiği oldu. Ben kendimi bu müziğe olan sevgim sayesinde o ortamdan sıyırabildim. Ayrıca bu sessizliğim döneminde de devamlı yazarak, kafamdaki düşünceleri devamlı kağıda aktararak kafayı yeme sürecini atlattım da diyebilirim : )
Geçmişe baktığımızda bugün belli bir kitle edinmiş hemen hemen her İzmirli MC'nin İzmir'i "İzmir’i Sever Herkes" çalışmasında gerçekleştirdiğin gibi en az bir şarkıda baştan sona betimlediğini görüyoruz. İzmir'de yaşamak ve bu şehrin aşkı bir başka oluyor sanırım ?
Şehrimin her alanda, her kulvarda bir farklılığı olduğu apaçık ortada zaten. Hele ki siyasi meselelerde : ) Diğer şehirlere göre bir farkımız kalıyor her zaman. Yanlış devlet yönetimlerine karşı en dik tavrı, en sert protestoyu veren hep İzmir olmuştur bildiğimiz üzere. Yaşam şekli, rahatlığı, insanlarının hala insanlığını kaybetmemiş olması, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığı, farklı düşüncelere en açık şehir olması gibi bir çok özelliği var."Her şehir yozlaşsa da, bu şehir beşeri" dediğim üzere kendini diğerlerinden ayıran bir şehir. Bunun yanı sıra herkesçe kabul edilen en güzel kızlara sahip olması : ) ve sabaha kadar sahilde bile eğlenebileceğin bir yer olması "Neşesi dinmez, yaşamayan bilemez. Yaşayan da zaten başka yer dilemez" ; )
Graffitiye olan ilgin ne derecede ?
Graffiti benim hiphop kültüründeki ikinci silahım. İlk MC'lik deneyimlerimin yanında yavaş yavaş graffitiye de ilgi duymaya başlamıştım çizim yeteneğim gereği. İzmir'deki ilk 3-5 graffiticiden bir tanesiyim. Graffitiye başladığım zamanlarda zaten Türkiye'de çok fazla writer da yoktu. Turbo'nun o zamanlar Blue Jean dergisindeki köşesinde yayınladığı graffitilerden de gaz alırdık her writer gibi : ) O zamanlar İzmir'de grubum "Strateji" ve bir de G-Team grubu vardı. Türkiye çapında da S2k ve 1-2 grup daha vardı, zaten o kadar. 96-97 senesinden beri uğraştığım bir sanat dalı ancak eskisi kadar aktif yapmıyorum artık yaş gereği. Zaten müzik yanım hep ağır basmıştır bende.
"Püsküren Boyalar" adlı parçanda graffiti temasını işlemişsin. Nasıl doğdu bu parça, hikayesini anlatır mısın ?
Dediğim gibi bende bir graffiti sanatçısıyım. Biz de tren ve duvarları boyamaya çıkardık geceleri gizli gizli. Türkiye'deki 2. tren graffitisini yaptık 98 senesinde. 2000 senesinde, geçen aylarda trafik kazasında kaybettiğimiz canım dostum ve grup arkadaşım Fame (Emrah Kösten)'le beraber Sick Doggz grubunu kurmuştuk. Onunla beraber de çok yaramazlık yapardık sokaklarda : ) İzmir'in en iyi graffiticilerindendi nur içinde yatsın. Graffiti bünyede adrenalin yaratan, bütün sinir ve stresinizi deşarj etmenizi sağlayan bir sanattır. En hiperaktif, en psikopat adamı bile terapi edebilirsiniz graffitiyle bence : ) "Püsküren Boyalar" parçasının da hikayesi budur. Benim de bir graffitici olmam ve graffitiyi çok sevmemdir nedeni. Zaten bir graffiticinin hislerini en iyi bir graffitici MC aktarabilir diye düşünüyorum.
Battle, İzmir, graffiti derken albümün sonunda aşk üzerine de bir şarkı kaydettiğini ve aşkı "panzehirsiz zehir" olarak betimlediğini görüyoruz. Neden böyle düşünüyorsun ?
Yaşadığım bir çok ilişkiden çıkardığım sonuç bu benim : ) Aşk, hayatımızın bir köşesinde her zaman. Rap'le bunu yansıtmakta çok doğal. Bu parçada da aşkın, aşık olmanın bazen ne kadar acı verebileceğini anlatmak istedim. 2 insanın arasındaki ilişkiden bahsetmek yerine aşkın kendisinden bahsettim. Çoğu zaman iyi olarak başlayan, güle oynaya devam eder gibi görünen ama zamanı geldiğinde verdiği o bütün mutluluğu aynı derecede acıya dönüştüren bir zehir olarak anlattım. Panzehirinin olmaması da çok doğal çünkü o acıyı hiç bir dost veya aile tesellisi, yaşadığın hiç bir güzel olay alamıyor o anda. Anca zamanla bazı şeylere alışabiliyorsun. Bunlar hepimizin yaşadığı veya yaşamış olduğu şeyler zaten.
Albümdeki hangi çalışmaya video klip çekmeyi düşünüyorsun ?
Albümde "İzmir'i Sever Herkes" parçasına klip çektik. Klip çekimlerinde, albüm fotoğraflarımı da çeken Seyfi "Seyf" Öğretir ve Evroj Egemen Bingöl yardımcı oldular. Yani çekimleri tamamlandı. Kısa bir süre içinde montajını DukOne'la tamamlayıp dinleyenlerime hiphoplife'tan ve diğer net ortamlarından sunacağız.
Son dönemde İzmir'den çıkan pek çok albümün prodüksiyon işlemleri Yeşil Oda imzası taşıyor. Yeşil Oda ile çalışmak isteyenler için ortaya çıkan iş sonrası Yeşil Oda hakkındaki düşüncelerini paylaşır mısın ?
Yeşil Oda başta Anıl olmak üzere bir çok yetenekli genç arkadaştan oluşan çok dinamik bi eküri. İzmir Hiphop piyasasının başına gelen en iyi olaylardan bir tanesidir Yeşil Oda. Karşıyaka'daki tüm ortamın kalbi oldu kısa zamanda. İzmir'in her köşesinden de rağbet yüksek. Bu işe yeni yeni adım atan arkadaşlara ve eski tayfadan bazı adamlara verdiği hizmet olsun hep kararlı, istikrarlı bir çalışma içindeler. Bu da üretim hızına olumlu bir şekilde yansıyor. Herkesin bütçesine uygun hizmet vermeye çalışılıyor her zaman. O yüzden ben onlarla diğer projelerimde de çalışmak istiyorum ve herkese de tavsiye ediyorum.
Yaz aylarına girdiğimiz şu sıralarda İzmir'deki hiphop piyasası ne durumda bilgi verir misin ?
Yaz aylarında İzmir'in her yerleşim semtinin büyük bir kısmı genelde sahil beldelerine göç eder büyük. O yüzden İzmir'de yazın çok fazla hiphop party olmaz. Olsa da boş geçer : ) Bu yaz dönemleri İzmir ortamı için hep üretim dönemleri olur genelde. Stüdyolara kapanıp albüm çalışmaları hızlandırılır daha çok. Tabii ki ortam hiçbir zaman ölmez burada. Burası İzmir ; )
"G Noktası" sonrası hayata geçirmeyi düşündüğün yeni projeler var mı ?
Rakiep'le beraber ortak bir albüm yapma fikrimiz var şu aralar. Herhalde kış aylarında çıkabilir anca. Sonra benim 2006 senesinde yaptığım bir proje olan "Psycho Race"in 2.si için etrafımdaki genç yetenekli MC'leri ve beatmakerları toplamak istiyorum yine. Onun dışında şu an Karşıyaka'dan Xanax ve Beko'nun beraber yaptıkları ortak bir albüme bir parça yaptık. Yine hasta, esprili, agresif tarzda bir parça oldu : ) Onların albümü çıkınca dinleyebileceğiz.
Eklemek istediğin bir şey var mı ?
Eklemek istediklerim; bu müziğin bu ülkedeki dinleyicileri, yapılan işlere ve yaşları ne olursa olsun bu müziğe gönül verenlere saygı duymaları ve ellerinden geldiğince desteklemeleri. Dinleyicilerden önce tabi bu işi yapanların da kendilerinden öncekilere saygı duymaları gerekir. Eğer hiphop kültürü diyorsak, bu kültürün ana temellerinden biri olan "Respect" olgusunu benimsemek gerekir öncelikle. Cartel'in bu işi Türkiye topraklarına tanıtmasından sonra ne kadar zaman geçse de hala ortamımızın büyük bölümü bilinçli değil bu kültür hakkında. Türkiye'de 2-3 ünlü ismi dinleyerek ne kültür öğrenilir ne de rap yapılır. Dinlenilen o isimlerin o noktaya gelene kadar neleri, kimleri dinlediğini ve hatta şu anda neler dinlediğini araştırırlarsa bu kültür hakkında daha bilinçli olacaklarına eminim. Hiphop kültürünün tarihini, nereden geldiğini, nasıl oluştuğunu, graffitinin, breakdance'ın, MC'liğin, DJ'liğin nereden geldiğini öğrenmeleri gerekir. Nasıl sözlerin yazıldığını iyi analiz etmeleri gerekir. Aksi taktirde hala İzmail MK gibi adamlarla aynı kefeye konmamız trajikomedisi sürer gider. Son olarak albümümü dinleyip de beğenen, beni her zaman takip eden dinleyicilerime teşekkürlerimi, tüm İzmir ve Türkiye hiphop camiasına ve bu iş için her an kafa patlatan herkese selam ve saygılarımı söylüyorum. Unutmayın ki tek ihtiyacımız Hiphop ; )
MySpace: www.myspace.com/gocmen35
Kaynak: Hiphoplife
Similar topics
» Mt Röportaj
» Röportaj: Can Uzer
» İlham verici bir röportaj
» Röportaj: SERCAN OYANIK
» Rahtan Röportaj "Ben Filistinliyim"
» Röportaj: Can Uzer
» İlham verici bir röportaj
» Röportaj: SERCAN OYANIK
» Rahtan Röportaj "Ben Filistinliyim"
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz